Kişisel sınırlar, bireyin kendisini ve kendi kişisel alanını korumak ve karşıdan gelebilecek zarar verici davranışlara maruz kalmamak amacıyla çizdiği zihinsel, duygusal ve fiziksel bir çizgidir. Bu çizgi bizim kendimizi fiziksel ve duygusal olarak korumamıza yardımcı olur. Bu sayede diğer insanlarla olan ilişkilerimizi de düzenlememizde fayda sağlamaktadır. Sınırlarımız, yapılan davranışların doğru ya da yanlış olduğunu ayırt etmemizde yardımcı olur. Sadece fiziksel değil, zihinsel ve psikolojik sınırları da kapsar.
Kişisel sınırlar bizim güvenliğimiz için gerekli olan sınırlardır. Biz bu sınırların içinde olduğumuz sürece ve istemediğimiz kişiler de bu sınırların dışında kaldığı sürece güvendeyiz demektir. Çeşitli dokunuşlar vardır. Biz bunlara iyi dokunuş ve kötü dokunuş adlarını veririz. İyi dokunuşlar, mutlu ve güvende hissetmemizi sağlar. Örneğin ailemizin sarılması buna bir örnektir. Ancak kötü dokunuşlar hoşlanmadığımız, kendimizi kızgın, üzgün, kafası karışmış, korkmuş hissetmemize neden olan dokunuşlardır. Vurmak, itmek, izinsiz başkalarına dokunmak, özel bölgelere dokunmak kötü dokunuşlara örnek olarak verebiliriz. Eğer kötü bir dokunuşla karşılaşırsak bazı şeyler yapabiliriz. Mesela ‘Ellerimi kaldırırım, ‘HAYIR, DUR, YAPMA!’ diye bağırırım, oradan hemen uzaklaşırım ve güvendiğim bir büyüğüme, yaşadıklarımı anlatır ve yardım isterim.
Kavram Eğitim Kurumları olarak tüm öğretmenlerimizle birlikte, anaokulundan itibaren öğrencilerimizin sınırlarını, iyi kötü dokunuşu ve kötü bir dokunuşla karşılaştıkları anda neler yapabileceğini bilmesine önem vermekteyiz. Bu nedenle ailelerimizle işbirliği içinde hareket etmekteyiz.
Kavram Eğitim Kurumları
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi